5 Eylül 2013 Perşembe

Başlarken

        Bisiklete binmeyi öğrenmenin ille de çocuklukta olması gerektiğini düşünenlerden değilim. Dolayısı ile bana ilerlemiş yaşına rağmen bisiklete binmeyi bilmediğini söyleyenlere de gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi baka kalmam. Fakat yadsınamayacak bir gerçek de ailelerin klasik bir karne hediyesiyle çocuklarına armağan ettikleri bisikletler, bir çoğumuzun hayatına erken dönemde girer. Bunun yanında siz de benim gibi fazla korumacı bir aileye sahip olduysanız, değil iyi bir karne hiçbir güç o bisikleti size getiremez. Zamanla da unutulmuşların arasında kendine bir yer bulur. 
       Benim bisiklet sevdam ise aslında motosiklete duyduğum tutkuyla birlikte ortaya çıktı. Motosikletten önce ehliyet alma gerekliliği, iki tekerlek üstünde denge kurmanın ne demek olduğunu bilmeyen benim için ilk adımın bisikletle olmasını bir şekilde zorunlu kıldı. Böylece daha sonra aşka dönüşecek olan maceram  da başlamış oldu. Fakat ilk deneyimimi kötü bir bisikletle yapmış olmam, neredeyse 1,5 saatlik emeğimin hem hayal kırıklığı, hem de umutsuzluk olarak bana geri dönmesine sebep oldu. Su toplayan elim, gereksiz adale ağrılarımı söylemiyorum bile. Yine de vazgeçmek benim kitabımda yazmıyordu. Nitekim beni bu sevdada teşvik eden arkadaşlarımın da desteğiyle bir sonraki denememde neredeyse 5 dakika içinde kullanmayı öğrendim. Sıkıntı sadece ilk anlar. Hız aldıktan sonra nasıl olduğunu anlamadan iki tekerlek üstünde dengede durmaya başlıyor muşsunuz meğer. O anı unutmak da pek mümkün olmuyor sonra. Bir de, bisikleti arkadan tutarak size yardımcı olan kişinin yanınıza gelip, bisiklet hızına yetişmek için koştuğunu görmenin mutluluğu gibisi yok. Rüzgarı yüzünüzde hissettiğiniz anda ise artık geri dönülmez bir yola da girmiş oluyorsunuz. Öyle ki çocuklar için çok basit ve sıradan bir olay, yetişkin bir insan için üzerine duygusal yazılar yazacak kadar değerli bir olay haline geliveriyor.
          Kısacası bu yazımda demem o ki yetişkinseniz ve ilk defa bisiklete binecekseniz, benim düştüğüm hataya düşmeyin. Bilenin bile zor bindiği bir bisiklete sırf acemisiniz diye hiç elinizi uzatmayın. Kiralasanız da, arkadaşınızdan ödünç de alsanız iyi bir bisikletle başlayın bu işe. Oturduğunuz zaman ayaklarınız yere değsin bir de mümkünse. Sonrası düğün, dernek. :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder